İran Cumhurbaşkanı Reisi, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun yıllık toplantı oturumuna katılmak üzere gittiği New York’ta konuştu.

İran Cumhurbaşkanı Reisi, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun yıllık toplantı oturumuna katılmak üzere gittiği New York’ta konuştu. Reisi, 'Dünya ilahi dinlerin vadettiği kurtarıcıyı bekliyor' dedi.
İran Cumhurbaşkanı Reisi, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun yıllık toplantı oturumuna katılmak üzere New York’a gitti. BM 78. Genel Kurulu görüşmelerinde konuşan Reisi, 'Birleşmiş Milletler Gene Kurulu oturumu dünyada benzeri görülmemiş yeni tarihi gelişmelere tanıklık ederek başlıyor. İnsanlık aydınlık geleceğini garanti altına alan şey, insanı hak ettiği kemale ve haysiyete taşıyan İslami değerlerdir. Kuran-ı Kerim her türlü inanca ve dine hakareti yasaklamıştır. Kuran’a hakaret edenler bu şekilde ilahi sesi kesebileceklerini zannediyorlar. Bazı uğursuz ancak güçlü akımlar kendilerince çözümü kriz çıkartmak ve düşmanlaştırmakta görüyor. Ancak bu ırkçı kültür, Müslümanları ve özellikle mültecileri hedef alıyor' dedi.
İlahi dinlere saygının uluslararası sistemin gündemlerinden biri olması gerektiğini söyleyen Reisi, 'BM’nin bir mekanizma tasarlayarak ilahi dinlere saygıyı güvence altına alması gerektiğine inanıyoruz. İslam karşıtlığı, Kuran-ı Kerim’e yönelik hakaretler, okullarda başörtüsünün yasaklanması ve diğer onlarca kültürel ırkçılığın neticesi olan ayrımcılıklar, modern insanlığın ilerlemesine engeldir. Bu nefret söylemlerinin arkasında daha büyük planlar var ve bunları ifade özgürlüğü adı altında sunmak büyük bir yanlış olacaktır' ifadelerini kullandı.
'Batının dünyaya hakim olma hesapları artık cevap vermiyor'
Reisi, dünyanın artık değiştiğini ve yeni uluslararası sisteme geçiş yaptığını belirterek, 'Yeni başlayan bu süreç geri döndürülemez. Batının dünyaya hakim olma hesapları artık cevap vermiyor. Emperyalistlerin ve sermayenin hizmetinde olan eskimiş liberal düzen artık bir kenara itilmiş ve bu bağlamda dünyayı Amerikalaştırılma projesi kaybetmiştir. İran milleti gerçekleşen İslam devrimi ile birlikte Doğu ve Batı emperyalistlerinin maskelerini düşürmede en büyük rolü oynamakla gurur duymaktadır' dedi.
'Yeni uluslararası düzenin anahtarı bölgesel yeni oluşumların ve işbirliklerinin kurulmasıdır'
Reisi, 'İran olarak komşu ve bölge ülkeler ile ilişkimizde karşılıklı faydayı gözeten yeni bir sayfa açtık. İran’ın komşuluk ilişkisi bölgenin yararını ve faydasını gözeten bir politika temeli üzerine kuruludur. Biz komşularımızın güvenliğini kendi güvenliğimiz olarak görüyor ve dostluk için uzatılan her eli tüm samimiyetimizle kabul ediyoruz. Yeni uluslararası düzenin anahtarı, mevcut küresel hakimiyetin terk edilerek bölgesel yeni oluşumların ve işbirliklerinin kurulmasıdır. İran olarak bölge ülkeleri arasında azami ekonomik ve siyasi yakınlaşmayı destekliyor ve tüm dünya ile adalet mihverli ilişkide bulunmak istiyoruz.' dedi.
'Soğuk savaş zihniyeti ile yeniden dünyanın önünü tıkamak istiyorlar'
Reisi, 'Diğer yandan dünyadaki birçok bağımsız ülke kendi aralarında daha fazla işbirliği adımları atarken, bazı güçlerin dünyanın farklı bölgelerinde çatışma ateşini körüklemeye çalıştıklarına tanıklık ediyoruz. Soğuk savaş zihniyeti ile yeniden dünyanın önünü tıkamak istiyorlar. İran dünyada yeni Doğu ve Batı bloklarının oluşmasına izin vermeyecek. Bağımsız ülkelerin bağımlı yapılmaya çalışılması, bu ülkelerin ekonomik büyümelerinin engellenmesi ve vekalet savaşlarının yürütülmesi söz konusu tehlikeli zihniyetin birer parçasıdır. İşin komik yanı ise bu eylemleri demokrasi adı altında yapıyorlar. Ancak tüm dünya ve özelde Ortadoğu milletleri, Batı demokrasinin gerçekte ne anlama geldiğini tecrübe ettiler. Bunun sadece darbeler, işgaller ve savaş anlamlarına geldiği biliyorlar' şeklinde konuştu.
'Terörün ortadan kaldırılması, mücadele edilerek mümkündür'
İşgal, terör ve aşırıcılığın Ortadoğu’da bölge halklarını ve çıkarlarını tehdit ettiğini belirten Reisi, 'Terörün ortadan kaldırılması, dünyanın her yerindeki teröristler ile ayrım gözetmeksizin mücadele edilerek mümkündür. Terörün bazı Batılı ülkeler tarafından bir dış politika malzemesi olarak kullanılması, bölge ülkelerinin verdiği terör ile mücadeleye zarar vermektedir' ifadelerini kullandı.
Reisi, 'Artık bölgemiz gerilim ve çatışmalar ile dolu yılları geride bıraktı. İran, Irak, Yemek, Suriye, Lübnan, Filistin ve Afganistan’da milletlerin direnişi meyvelerini verdiğine göre, bölgeye yönelik beklentileri ancak karşılıklı güvenin derinleştirilmesi ve geliştirilmesi ile karşılayabiliriz. Bu şekilde bölgede ekonomik işbirliği ve ortak güvenlik garanti edilebilir' dedi.
Reisi, 'Bölge ülkeleri arasında ortak güvenlik anlayışı, yabancı ülkelerin dışarıdan müdahalelerini engelleyerek ve bölge içi işbirliğini artırarak sağlanabilir. Kafkasya’dan Fars Körfezine kadar her türlü bölge dışı ülkelerin varlığı çözümün bir parçası değil sorunun kendisidir. Uzun süren işgaller ve sömürüler nedeniyle Ortadoğu birçok gelişme ve işbirliği fırsatını kaybetti. İran Dini Liderinin liderliğinde direniş doktrini işgal ve terör dalgalarını başarılı bir şekilde geri püskürttüğüne göre, bölge ülkeleri için yeni bir işbirliği fırsatı doğmuştur' şeklinde konuştu.
'İran, Afganistan’da tüm farklı inanç ve kimliklerin temsil edildiği kapsayıcı bir hükümeti destekliyor'
Reisi, 'Bugün Afganistan’daki durum, 170 binden fazla kadın ve çocuğun ölümüne neden olan Batı müdahalesinin bir sonucudur. İran, Afganistan’da tüm farklı inanç ve kimliklerin temsil edildiği kapsayıcı bir hükümeti destekliyor. Aynı zamanda Afganistan’dan ayrılan mültecilerin durumuna ilişkin acil uluslararası eyleme geçilmesi gerekiyor' dedi.
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşa ilişkin konuşan Reisi, 'İran’ın savaşın önüne geçebilmek için her türlü çatışmayı reddeden tutumunu bir kez daha belirtmek isterim. Avrupa’daki bir savaşın hiçbir Avrupa ülkesinin çıkarına olduğunu düşünmüyoruz. ABD tarafından Ukrayna için sunulan tüm ateşkes planlarının reddedilmesi, Washington yönetiminin uzun vadede Avrupa ülkelerini zayıflatma yönünde planları olduğunu gösteriyor. Biz İran olarak savaşı sonlandıracak ve siyasi süreci başlatacak her türlü girişimi destekliyoruz ve bu konuda yapıcı rol üstlenmeye hazır olduğumuzu beyan ediyoruz' ifadelerini kullandı.
'İran hakkındaki gerçekler dünyada sansürleniyor'
İran milletinin 45 yılı aşkın bir süredir savaş, yaptırım ve maksimum baskı tehditleri ile mücadele ettiğini söyleyen Reisi, 'Geçtiğimiz yıl da İran tarihin en büyük medya saldırısı ve psikoloji savaş ile karşı karşıya kaldı. Dünyanın anneler için en büyük hapishanesi olan ABD, kadın hakları konusunda gerçekten endişelenebilir mi? İran’da dünyaya yansıtılan görüntüler, doğru bilgilerin itibarsızlaştırılması ve yalanların itibar kazanmasıydı. İran ile ilgili binlerce yalan haber ve içerikler üretilirken, İran hakkındaki gerçekler dünyada sansürleniyor. İran halkına kimyasal silah atıldığını duydunuz mu? O kimyasal silahlar Saddam’a bazı Avrupa ülkeleri tarafından verildi. ABD ve bazı Batılı ülkelerin yaptırımları nedeniyle kelebek hastalığı olan çocukların çektikleri acılara dair görüntüler ana medyada hiç yer aldı mı?' dedi.
'ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesi yapılan anlaşmaya ihanetti'
Reisi, 'ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesi yapılan anlaşmaya ihanetti. ABD, anlaşmadan çekilerek açık bir şekilde Güvenlik Konseyinin 2231 sayılı kararını hiçe saymıştır ve ABD hala anlaşmadaki yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçıyor. ABD, söz konusu eylemleri ile işbirliği yerine kanunsuzluğu ve baskıyı tercih etmiş görünüyor. Gerekli güveni inşa ederek, iyi niyetli olduğunu ve taahhütlerini yerine getireceğine dair güçlü iradesini kanıtlamalıdır. ABD ve Avrupalılar sözlerini tutmadıkları gibi çatışma ve gerilim yolunu devam ettirmeleri halinde kaybedeceklerini anlamalılar' dedi.
'Dünya ilahi dinlerin vadettiği kurtarıcıyı bekliyor'
Reisi, 'Artık insanlık yeni bir döneme giriyor. Eski güçler güç kaybediyor, onlar geçmiş biz ise geleceğiz. Tekrar ediyorum onlar geçmiş biz geleceğiz. Bizim geleceğe bakışımız umut verici' ifadelerini kullandı.
Reisi, 'Dünya ilahi dinlerin vadettiği kurtarıcıyı bekliyor. Bu kurtarıcı hayatta ve yaşıyor. Biz iman ediyoruz ki, ilahi irade, peygamberlerin de vadettiği üzere, adalet yeryüzünü kaplayacaktır ve Allah’ın salih kulları tüm yer yüzünde hakimiyet sahibi olacaklardır. Beşeriyet, bilinçlenmenin artması ve cehaletin yok olmasıyla ayağa kalkacaktır. Dünya ilahi buyruğun yerine gelmesini bekliyor' dedi.